CHP’li Murat Bakan üniversiteli işçileri meclis gündemine getirdi

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi statüsünde çalışan ve statü değişikliği isteyen üniversiteli işçiler Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından meclis gündemine getirildi.

Kamuda çalışan ve seslerini duyurmaya çalışan üniversiteli işçiler, statü değişikliği için yasal düzenleme bekliyor. Konuyu Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan meclis gündemine getirdi.

CHP’li Murat Bakan “Kamu kurumlarında, belediyelerde, KİT’lerde 4857 sayılı Yasa’ya tabi sürekli işçi statüsünde çalışan üniversite mezunu işçiler yasal düzenlemeyle diplomalarına, mesleki bilgi ve becerilerine uygun statüde çalışmak istiyor yani adalet ve liyakat bekliyorlar. Talepleri talebimizdir, hükümeti göreve davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan şunları söyledi:

“Karayolları Bölge Müdürlüğünde taşeron firmaya bağlı elektrik mühendisi olarak çalışırken sürekli işçi kadrosuna geçirildi. Söylenen, herkes önce düz işçi pozisyona alınacak, ardından pozisyonu geri verilecekti. Sonradan öğrendi ki elektrik mühendisliği diye bir pozisyon yok, şimdi elektrik ustası olarak önceki maaşından çok düşük bir ücretle çalışıyor. Kamu kurumlarında, belediyelerde, KİT’lerde 4857 sayılı Yasa’ya tabi sürekli işçi statüsünde çalışan üniversite mezunu işçiler yasal düzenlemeyle diplomalarına, mesleki bilgi ve becerilerine uygun statüde çalışmak istiyor yani adalet ve liyakat bekliyorlar. Talepleri talebimizdir, hükümeti göreve davet ediyoruz.”

CHP’li Murat Bakan aynı zamanda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un cevaplaması istemi ile soru önergesi verdi.

Bakan’ın soru önergesi şöyle;

“Üniversiteli işçiler; kamu kurumlarında, belediyelerde ve Kitlerde 4857 sayılı yasaya tabi sürekli işçi statüsünde, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora mezunu olup vasıfsız kadroda/işlerde çalışan işçilerdir.

KPSS, iş beceri değerlendirmesi ve mülakat elemelerinden geçirilerek kamuda işe başlatılan. Üniversiteli işçiler, 2015 yılında imzalanan kamu görevlilerine ilişkin üçüncü dönem toplu iş sözleşmenin 36/1 maddesindeki “Kamu kurum ve kuruluşlarının fabrika, şantiye„ atölye, çiftlik ve arazi gibi işçi istihdamının zorunlu olduğu yerlerde istihdam edilen işçiler hariç olmak üzere, ilgili yer ve birimlerinde memur veya sözleşmeli personel eliyle yürütülmesi gereken işlerde sürekli işçi kadrolarında çalışmakta olanların KİT’lerde sözleşmeli personel pozisyonlarına, diğer idarelerde ise memur kadrolarına geçirilebilmeleri konusunda çalışma yapılacaktır” ifadeleriyle umutlanmış ancak aradan dört yıla rağmen bir gelişme olmamıştır.

Üniversiteli işçiler taleplerini şu şekilde dile getirmektedir;

“Kurumlarımızda yan yana çalıştığımız memur ve sözleşmeli arkadaşlarımızla aynı üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olmamıza ve şu an aynı işleri yapmamıza rağmen statümüz farklıdır. Yani eşit işe eşit haklar noktasından uzağız. Lisansüstü mezunu olmamıza rağmen işçi statüsünde olduğumuzdan çalıştığımız kurum bizi istediği yerde ve pozisyonda çalıştırmakta bununla birlikle memur arkadaşlarımız ise unvanlarını kullanmakta ve görevde yükselebilmekte şef, müdür yardımcısı, müdürlük gibi makamlara kadar yükselebilmektedirler.

Buna karşın işçi statüsünde değerlendirilen biz yüksek lisans ve doktora yapmış olsak da statü gereği görevde yükselme gibi özlük haklarından faydalanamamaktayız. Üniversite ve lisansüstü mezunu işçiler olarak tayin, nakil, görevde yükselme ve imza yetkisi gibi özlük haklarından faydalanamadığımız gibi mesleğimiz konusundaki toplantılara, seminerlere, eğitimlere de katılamamaktayız.”

Aynı odada, aynı üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olan iki kişiden biri işçi olarak, diğeri memur veya sözleşmeli olarak çalışmakta; memur veya sözleşmeli olan şefi müdür gibi pozisyonlara yükselebilirken, diğerleri işçi olarak kalmaya devam etmektedir. Ayrıca aynı iş yerinde çalışıp aynı işleri yapan personel arasında statü farkı ve bu statü farkından kaynaklanan maddi, manevi kayıpların söz konusu olması hem iş barışını hem de iş verimi olumsuz yönde etkilenmektedir.

Örneğin; sosyoloji mezunu, manevi destek ve danışmanlık yüksek lisans mezunu, atanamamış felsefe grubu öğretmeni ve özel eğitim öğretmenliği, bilgisayar işletmenliği, pedagojik formasyon, aile psikolojisi alanlarda eğitim sertifikalarına sahip bir kişi bir üniversitede güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır.

Bir başka kişi ise, karayolları bölge müdürlüğünde taşeron firmaya bağlı ‘elektrik mühendisi’ olarak çalışırken, ‘sürekli işçi’ kadrosuna geçirilmiş, herkesin önce düz işçi pozisyonunda alınacağı ardından pozisyon sınavları ile pozisyonlarnıın geri verileceği ifade edilmiş, sonra `elektrik mühendisliği’ diye bir pozisyon olmadığı ortaya çıkmış ve şu an ‘elektrik ustası’ olarak kadroya geçirilmeden önceki maaşından çok düşük bir ücrete çalışmaktadır.

Bu bağlamda; Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı olan bu durumun ortadan kaldırılarak, kamu kurumlarında, belediyelerde ye KİT’lerde 4857 sayılı yasaya tabii, sürekli işçi statüsünde çalışan üniversite mezunu işçilerin diploma, mesleki bilgi ve becerilerine uygun statüde çalışmaya devam etmeleri ve yukarıda sıralanan haklı taleplerinin yerine getirilmesi için hangi çalışmalar yürütülmektedir?

KAYNAK : https://www.politikyol.com/chpli-murat-bakan-universiteli-iscileri-meclis-gundemine-getirdi/

BUNLARA GÖZ ATMADAN GEÇMEYİN

Bir cevap yazın

Başa dön tuşu