BİLGİ NOTU

ÜNİVERSİTELİ İŞÇİLER PLATFORMU DETAYLI BİLGİ NOTU

Üniversite mezunu işçiler “beden işçisi” yahut “vasıfsız işçi” değildir.

Bilakis konusunda uzman, yetişmiş, tecrübeli ve nitelikli personellerdir.

Memuriyete geçiş talebi, sürekli işçi kadrosunda görev alan konusunda uzman, yetişmiş, tecrübeli ve nitelikli personeller tarafından yapılmaktadır. Platformumuza isim veren “üniversiteli işçiler” tanımı da buradan gelmektedir.

Çalıştığı kurumların yer yer en kıdemli, tecrübeli ve nitelikli personelleri arasında yer alan her branştan üniversite mezunu işçileri; ataması yapılan ve yeni göreve başlayan birçok akranı memura uzmanı oldukları mesleklerinin inceliklerini ve iş hayatındaki uygulama alanlarını öğreten, memur akranlarının yetişmesinde ciddi emeği bulunan mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, kimyager, biyolog, basın ve yayın, gazetecilik, finans, kamu yönetimi, işletme, iktisat, tekniker ve benzeri her branştan kariyere haiz, akranı memurlar ile aynı iş yerinde aynı vazifeyi icra eden (bazı kurumlarda ise mesleğini yapması işçi kadrosunda olması bahane edilerek engellenen) istihdam politikası olarak işe alımlarda kadroları memur değil işçi olarak belirlenen personeller olarak tanımlayabiliriz.

Kamu kurum ve kuruluşları, bakanlıklar, belediyeler ve Kamu İktisadi Teşekküllerinde 4857 sayılı İş Kanununa tabi sürekli işçi kadrosunda çalışan (ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora derecesine haiz) memur akranları ile aynı İdarede aynı sorumluluklar ile aynı işi yapan, mesleğini icra eden ve kendisinden sonra göreve başlayan memur akranlarına mesleğin inceliklerini ve iş hayatındaki uygulama alanlarını öğreten, (bazı kurumlarda ise, nitelikli personel olarak görev yaptıkları halde, yaptığı işe imza attırılmayan, imzaları akranı başka bir memura attırılan, eğitimlere katılması işçi olduğu gerekçesiyle görmezden gelinen) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile memur akranlarına tanınan intibak, görevde yükselme, terfi ve tayin gibi temel haklardan 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak çalışmaları sebebiyle mahrum bırakılan, “çalışanların SGK’ ya çalıştığı meslek dalının doğru şekilde bildirilmesini sağlamak” amacıyla yürürlükte olan, meslek kodu uygulamasında SGK kayıtlarına yaptığı iş ile değil de “beden işçisi”, “temizlik işçisi”, “vasıfsız işçi” ve benzeri kadrolarda gerçeğe aykırı bir şekilde çalışıyor gibi gösterilerek ayrıca mağdur edilen her branştan tecrübeli ve nitelikli üniversite mezunu işçilerin mevcutta var olan kadrolarının statü değişikliği ile memur kadrolarına ihdas edilmesi talebi, öncelikli olarak ele alınıp çözülmesi gereken bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihe, bilime ve sanata yön vermiş örnek alan değil örnek alınan kadim medeniyetimizin, eski kudretli günlerine dönme hedefinde, “siyasetten bağımsız” Yeni Türkiye Yüzyılının inşa edileceği bugünlerde, yetişmiş nitelikli personeller olarak mevcutta var olan işçi kadromuzun statü değişikliği ile memur kadrolarına ihdas edilerek, Yeni Türkiye Yüzyılında yaptığımız iş ve işlemlerin altına, gerektiğinde ve uygun görüldüğünde geleceğin yönetimine namzet adaylar olarak, yönetici pozisyonunda da ayrıca imzamızı atarak dünyanın parlayan yıldızı Türkiye’mize daha aktif ve etkin hizmet etmek istiyoruz.

Osmanlı devlet geleneğini kurumlar bazında devam ettiren Cumhuriyetimiz, personel istihdamında da süregelen bu geleneği kararlılıkla devam ettirirken, yer yer bazı kurumlarda sebebi anlaşılamamakla birlikte devlet geleneğindeki personel devamlılığına sekte vuran tarzda, aynı işyerinde memur akranları ile aynı işi yapan, (bazı kurumlarda ise mesleğini yapması işçi kadrosunda olması sebebiyle engellenen) nitelikli personellerin istihdam politikaları gereği memur yerine işçi olarak istihdam edilmesi, aynı iş yerindeki personeller arasında iş barışını ve iç çalışma huzurunu bozmakta, verimi düşürmektedir.

“Ücrette adalet sağlanması” başlıklı Anayasanın 55.maddesi ve Türkiye’nin de taraf olarak onayladığı ve halen yürürlükte olan ILO sözleşmesi ile güvence altına alınan; eşit işe eşit ücreti ifade eden “Eşit Ücret Sözleşmesi” (ILO 100) ve “Bu sözleşmenin yürürlükte bulunduğu üye memleketler, ulusal şartlara ve tatbikata uygun metotlarla; bu sözleşmede ele alınan anlamda her türlü ayırımı ortadan kaldırmak maksadıyla iş veya meslek edinmede ve edinilen iş veya meslekte tabi olunacak muamelede eşitliği geliştirmeyi hedef tutan milli bir politika tespit ve takip etmeyi taahhüt eder…” şeklinde “Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi” (ILO 111) bulunmaktadır.

Uzun yıllar süren hak arama gayretinin sonunda, statü değişikliği talebimizle ilgili olarak; “… memur ve sözleşmeli personel eliyle yürütülmesi gereken işlerde sürekli işçi kadrosunda çalışan üniversite mezunu işçilerin, KİT’lerde sözleşmeli personel pozisyonlarına, diğer İdarelerde ise memur kadrolarına geçirilebilmeleri…” hususunda; hükümeti temsilen dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK ve Memur Konfederasyonlarını temsilen Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali YALÇIN arasında bağıtlanan ve 23.08.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2015 yılı 3.dönem toplu sözleşme (TİS) 36/1.maddesi gereğince alınan bir karar bulunmasına rağmen, aradan geçen 8 yıllık sürede maalesef bu karar halen uygulanmamıştır.

2015 yılı 3.dönem toplu sözleşme (TİS) 36/1 maddesi henüz uygulanmamışken, 36/2 maddesinde tanımlanan karar gereğince 2017 ve 2018 yıllarında 4C statüsünde çalışmakta olan personeller 657 sayılı kanunun 4B statüsüne tabi sözleşmeli personel statüsüne geçirilmişlerdir.

2009 ve 2011 yıllarında ÇAYKUR’da, 2022 yılında ise TEDAŞ ve TÜRKŞEKER Fabrikalarında memur akranları ile aynı iş yerinde aynı işi yapan üniversite mezunu işçiler 399 sayılı KHK’ye tabi Sözleşmeli Memur statüsüne geçirilmişlerdir.

Bu konulardan çok daha eski, memur akranları ile aynı iş yerinde aynı işi yapan sürekli işçi kadrosunda görevli üniversite mezunu işçilerin statü değişikliği talebinde TIS36/1 maddesinin amir hükmüne rağmen bugüne kadar maalesef çözüme dönük herhangi bir gelişme olmamıştır.

Türk-İş Başkanı Ergün ATALAY’ın “işçilik işi yapan işçi, memurluk işi yapan memur olsun” açıklamaları ile aynı minvalde Hak-İş Genel Başkanı Mahmut ARSLAN’ın da “Üniversite mezunu işçilerin memur olmalarına karşı değiliz” şeklinde kamuoyuna yansıyan beyanatları bulunmaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen arasında gerçekleştirilen müzakereler sonucunda 6. Dönem Toplu Sözleşmesi ile birlikte imza altına alınan, 13 Ocak 2023 tarihinde ise TBMM’ye sunulan kamuda çalışan 458 bin 615 Sözleşmeli Personelin Kadroya geçirilmesini de içeren kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 19.01.2023 tarihinde kabul edildi.

Halihazırda kadrosu olmayan sözleşmeli personellere memur kadrosu ihdası ile birlikte tanınan memuriyete geçiş sürecinde olduğu gibi uzun yıllardır süregelen mağduriyetin giderilmesi adına;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen arasında 2015 yılında imzalanan 3. Dönem Toplu Sözleşme 36/1 maddesinin amir hükmü gereğince; kamu kurum ve kuruluşları, bakanlıklar, belediyeler ve Kamu İktisadi Teşekküllerinde 4857 sayılı İş Kanununa tabi sürekli işçi kadrosunda çalışan üniversite mezunu işçilere de isteğe bağlı olarak memuriyet statüsüne geçiş hakkı tanınmalıdır.

Kamu maliyesine ilave bir yük getirmeden Yeni Türkiye Yüzyılını inşa etmede daha etkin rol oynayacak, 23.08.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2015 yılı 3.Dönem Toplu Sözleşme 36/1 maddesinde kayıtlı alınan karar gereğince yetişmiş, tecrübeli ve nitelikli personel ihtiyacını karşılayacak, sürekli işçi kadrosundaki üniversite mezunu işçilerin yapılacak yasal düzenleme zemininde, var olan işçi kadrolarımızın statü değişikliği ile isteğe bağlı olarak memur kadrolarına geçirilmesini arz ve talep etmekteyiz.

Saygılarımızla